4 Nisan 2010 Pazar

Türk Dış Politikası Ders Notu- DP dönemi Dış Politikası

Bu dönemdeki dış politikasının ilk yıllarını önceki yazıda belirttik. Türkiye'nin NATO üyeliği, Truman Doktrini ve Marshall Planı yardımlarından konuştuk, Türkiye'nin Ortadoğu ve Batı için stratejik yerini yorumladık. Bu yazıda William Hale'in dönem ile ilgili yazısından, o dönemin kanaatımca ilginç yerlerini yazacağım.

1953 sonrası Stalin'in ölümünden sonra Rusya'nın Türkiye'ye tavrında yumuşama söz konusu. Rusya bu dönemde dış politikasında stratejik bir değişime gidiyor ve Batı ile karşı karşıya gelmektense 3. Dünya olarak tabir edilen ülkelerle temas halinde olup buralarda kendine yandaş aramaya çalışmakta.

Rusya Türkiye ile ilşkilerin ılımlılığı 1956 yılında Montreux Sözleşmesi sona erdiğinde, fesih ya da değişiklik konusunda bir konuşma yapmaması ve 27 Mayıs darbesinden sonra Türk hükümetine teklif edilen 500milyon dolarlık yardım programı ile gözlemlenebilmekte; lakin Türk tarafı, yönetim değişikliğinin Batı sempatisinden ödün vermedğini kanıtlamak için bu yardımı geri çeviriyor.

Türkiye 48den sonra 1964'e kada rolan süreçte 2milyar dolarlık yardım ABD tarafından sağlanmış. 1950lerde Türkiye ihracatı 320milyon ve ithalatı 400milyon dolar. Çok kısa bir sürede bu kadar hızlı bir iktisadi büyümenin kaynağı şüphesiz ki bu yardımlar.

Daha önceki Bağlantısızlar ve Türkiye ilişkileri yazısında yine bu dönele ilgili dış politikaların genellemesini yapmıştık. Burada sözü daha fazla uzatmadan Kıbrıs sorunu ve Türkiye konusuna değinmek istiyorum. Bu dönem ile ilgili son olarak bilinmesi gereken ama buraya yazmayacağım MEDO ve CENTO ile Bağdat Paktları.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Burası benim alanıma giriyor görkem bunu yapmayacaktın.