31 Aralık 2008 Çarşamba

Dedem için...

Tam 9 sene önce yarın dedemi kaybettim. 1 ocak sabah 7 civarı bir telefon geldi. Tatil günü sabahın köründe ne olur ki diye ayaklandık babamla. Telefonu babam açmıştı o zaman ben de aralıkta meraklı gözlerle babama bakıyordum acaba kimdi diye. Diğer ucunda telefonun anneannemdi arayan, dedemin ölüm haberini vermek için aramıştı. Dedem ölmüştü o sabah tam 9 sene önce yarın 01.01.2000 tarihinde kaybettim dedemi. Apar topar kalktık gittik anneanneme, dedemi son kez gördüm, yatıyordu salonda yatağında. Hasta olduğu için salonda yatıyordu televizyona yakın olsun diye. Yakın zamanda hasteneden çıkmıştı kanserdi. Anneannem "son kez öper misin dedeni" dedi. O zaman 12 yaşındaydım, yapamadım. Bir damla göz yaşı dökmedim öldüğünde. Halbuki ne de çok severdim onu. Benim için baba gibiydi dedem. Son kez gördüm orada dedemin yüzünü.

Aradan tam 9 sene geçti koskoca ve hala aklımdasın o şeker halinle. Bana muzlu süt alırdın ve halley. Nazım en çok sana geçerdi küçükken, anneannemin terliklerinden sen kurtarırdın beni. Ve bugün ilk defa tam 9 sene sonra sana ağlıyorum dede, her sene olduğu gibi sana içiyorum bu gecede, senin şerefine kaldıracağım bir kadeh rakımı şarapların arasında. Aklımdasın hep benim için özeldin dede, seni özledim, özleyeceğim. Seni seviyorum dede...

23 Aralık 2008 Salı

Önemi yok...

Seni sana rağmen sevmeye çalışmak,
platonik olmak bir ölçüde,
bir umut taşımak az da olsa,
sen yoksan bir anlamı yok.

Teşekkür etmen gereksiz,
ben seni takdir için sevmedim,
sen beni sevmedikten sonra,
teşekkürün bir anlamı yok.

İçme diyorsun bana,
alkol zarar vücuda,
sana ulaşamadıktan sonra,
sağlığın bir anlamı yok.

Ömrümde sen olmadıktan sonra,
ömrün bir anlamı yok,
aşkımı paylaşmadıktan sonra,
aşkımın bir anlamı yok.

8 Aralık 2008 Pazartesi

Gece üzerine...

Özgürlüktür gece, istediğini yapabilmektir. Kimse yoktur seni engelleyecek. İşyerleri kapalıdır, devlet daireleri, okullar mesainin bittiği zamandır gece. Yasaklara rağmen özgürlüğün şeklidir. Gece, insanları özgürleştirir, insanların kendi iç dünyalarını açığa çıkarır. Herkesi kandırabilirsin gece, uyuma numarası yapabilirsin gözlerin açıkken bile. Aydınlık olmadığı sürece kimse fark etmeyecektir yalanını. Ayinler gece yapılır, tarikatlar, masonlar hep karanlık yerlerde buluşurlar. Saklanmak için idealdir gece, gece örtendir...

İnsana doğal bir kamuflajdır gece. Yasadışı herşey gece yapılır. İnsanlar gece kaçarlar, saldırılar gecedir, hırsızlar öğlen girmez evlere.Yaban domuzları gece iner köylere, baykuşlar gece dolanırlar.Yaşam gece başlar aslında. İçimizdeki kötü geceleri ortaya çıkar. Kötü adamlar gece çıkar dışarı, gecenin yasaklanması da bu yüzdendir zaten. Kendimizi geceden korumak için karanlık odalarımızda tıkılıveririz. Geceleri sevişiriz, kimse aydınlıkta sevişmez, gece açılmışlığına rağmen mahremi örtendir. "Vücutlar gece birbirine değer, bir araya gelir"(Vassaf,18).

Özgürlüktür gece. Gündüzleri kimse içmez yolun ortasında "deli"lerden başka ama akıllılar delilere gece özenirler. Doyasıya içmek gece olur. "Gece sarhoş oluruz, gece kumar oynarız" (Vassaf,18). Gazı sonuna kadar gece kökleriz, yollar bizimdir çünkü kimse kalmaz dışarıda. Gece yemekleri daha uzundur daha duyguludur, gündüz kimse mum ışığında yemek yemez. Mum ışığı, gecenin ürünüdür, sevişme öncesidir, geceleri sevişiriz. En uç fanteziler geceye mahsustur. Geceleyin sınırlar ortadan kalkar, hiyerarşinin yıkıldığı süreçtir gece."Sosyal sınıf kuralları ancak gece bozulur. İşçiler burjuvaların sokaklarında dolanırlar. Burjuvalar işçi mahallelerindeki lokantalara giderler"(Vassaf,19). Müdürü ile mesafeli olmak zorunda kalan çalışan, gece onunla dilediği gibi konuşabilir. Ne kadar üst düzey olursa olsun gece herkes aynı şeyleri yapar, farklılıklar ortadan kalkar, herkes yemek yer, uyur, sevişir, rüya görür. Yaşam gecededir, "yaşam gecenin konusudur"(Vassaf,22)

Hayalgücü gecenin ürünüdür. Aşk şiirleri gece yazılır, şarkı sözleri için ilham gece gelir. Kötüler ve korkulanlar yaratıklar da gece çıkarlar dışarı. Vampirler, kurtadamlar hep gece avlanırlar, hayaletlerden ve cinlerden gece olunca korkmaya başlarız. Gündüzleri kimse korku filmine gitmez ama geceleri tıklım tıklımdır seanslar . Sanat gecede hayat bulur, "Sinema, tiyatro ve müzik gösterileri gece olur"(Vassaf,18). Bütün yaşam formları gece daha aktiftir. Gün ışığı yanlız iyilerinken, gece herkesindir. Gece karanlık, karanlık gizemlidir. Gece kaosun simgesidir, sınırların ortadan kalktığı zamandır. Duvarlara gece yazılır, anarşi geceye mahsustur.

Ölüm özgürlüktedir, özgürlük gecededir...




Gündüz Vassaf, Cehenneme Övgü, İletişim Yayınları, 2005

15 Kasım 2008 Cumartesi

Gidenin ardından...

Sensizliği yaşamak ölmeden ölümü yaşamak gibi,
Hani insan ölünce herşeyden kendini soyutlar,
Ya da herşey kendini çeker aniden,
Bir an hayatın anlamı kaybolur ve bir 
O kadar anlamsızlaşır her yer sadece,
Dört tarafı toprak ve üstünde birkaç tahta,
Beyaz bir beze sarılı ve hiç gün ışığı yok,
Aklında sadece birkaç boş hatıra o tatlı yaşamdan kalma,

Ve sen benim ışığımdın,
Ve sondun bir anda ve sanki tabuttayım şimdi,
Tam da yanlızlığın ortasında,
Aklımda anılar o yaşamdan arta,
Dört yanım karanlık akdıgım nefes yetmiyor,
Daralıyorum bazen ne yaptın bana büyülenmiş gıbıyım,
Her yer cıvıl cıvıl ama bana karanlık,
Uyuyorum sanki bir cam tabutta ,
Ben de prensesimi bekliyorum şimdi,
Beni tekrar hayata döndurecek olan.

Yenı bır başlangıç, yeni bır son ertesinde,
Ve dizelerim düşerken sana karşı hislerımle ilgili,
Biliyorum ki yine yazacağım her canım acıdığında,
Dökeceğim kelimeleri attığın her adımın ardından,
Ve kalacaksın sen bır tabut içersinde kalbimin en derinliklerinde,
Her gün gözyaşlarımla sulayacağım seni kimsenin görmediği bir yerde,

Ve her gün bır çiçek koyacağım üstüne,
Dikenleri batacak kalbimin dört köşesine ,
Ve bir gün gelecek o dikenler acıtmaycak canımı,
Anlayacağım artık ölüsün ama hissizleşeceğım işte,
Sıradanlaşacak herşey sonunda ama o gün gelene dek,
Sen hep beni kanatacaksın.......

12 Kasım 2008 Çarşamba

Sakin olmam lazım...


Evet, Hayko Cepkin'in çıkış albümünde dediği gibi, sakin olmam lazım aranıza katılırken. Yeni bir dünyaya adım atarken, bu fikri aklıma bilmeden sokan, daha doğrusu haberi yok ama ondan esinlendim diyebilirim burayı oluştururken. Kendisine çok teşekkür ediyorum bilmeden bana bir iyilik yaptığı için. İçimi dökmek için güzel bir yer olacak benim adıma burası. "Bir düşünüp bin ah işit(me) mek" için güzel bir yer. Daha çok durum tespiti ve çokcana yorum olacak. Her yerde tartışamadıklarımızı konuşup, hakkında tekrar düşünmek için ideal olacak. Ama önce "sakin olmam lazım"... Kırık sağ elime rağmen yazarken, bu yazımı herkese sevgi ve saygılarımı sunup burada arada veriyorum... Cano herşey için çok teşekkürler tekrar, ilham perim oldun bak. Canosundan canosuna kocaman bir öpücük...