21 Haziran 2009 Pazar

Uluslararası İlişkiler Ders Notu- Neorealizm

Evet başka bir uluslar arası dersi konusu neorealizm. Bu konudan neler çıkacak bakalım. Bu arada alıntıları ingilizce olarak hocanın okuyun dediği konulardan vericem bunlar. chapter 2, 7, 9 ve 12.

Bu akım öncüsü Kenneth Waltz. Klasik realizm anlayışına yeni bir bakış açısı getiriyor. Normal realizmden farklı bazı noktalar var ilk önce bunları paylaşalım. Gelenekselci realistler anarşinin sistemin bir parçası olduğunu düşünürlerken. Neorealistler arnarşinin sistemin kendisi olduğunu savunmaktalar. chapter9'da pakistan ve hindistan arasındaki nükleer yarıştan bashedilmiş. " For a nea realist, a better explanation for India and Pakistan'a nuclear testing would b anarchy or the lack of a common power or central authority to enforce rules and maintain oder in system". Uluslararası sistemde ortak bir otorite eksikliğinden doğan anarşiden söz ediliyor.

İkinci fark gücün tanımı ile ilgili. Trad. realisltere göre askeri güç, güç tanımı içerisinde en büyük payı alırken, Neorealistlerde durum biraz daha farklı. Gücün sadece askeri kaynakların biriktirilmesi değil aynı zamanda bu gücün sistem içerisindenki diğer devletleri yönlendirme, onların eğilimlerini belirleme özelliğinden ed bahsedilmekte. Özellikle burada hocanın ders içerisinde değindiği "kutuplaşma" durumundan da bahsetmek gerekiyor. Kutuplaşmaya geçmeden önce ülkelerin davranışlarını belirlemede kullandıkları mantıktan bahsedelim. Hocanın derste belirttiği gibi " devletler sistemin dışında kalamazlar ve davranışlarında sistem belirleyici unsurdur." ve yine structure kavramından bahsedilmekte ki bu kutuplaşma ile alakalı bir durum. sistem kendi içerisinde belirli yapılar dağa doğrusu güç dengeleri ile alakalı olarak davranışları belirliyor. 3 çeşit yapıdan bahsediliyor ve bunlar unipolar, bipolar ve multipolar dünya şeklinde belirtilmiş.

Ayrıntıya girmeden önce bu sistem içerisinde ülkeler nasıl hareket etmişler onu anlatan bir yazı var ch9'da. Belçika ve Çin örneği verilmiş. Aralarında gerek nüfus gerek yüzölçüm bağlamında büyük farklılıklar. Her iksi de kendi egemenliklerini korumak için ne yapıyorlarmış bakalım. Belçika sınırlı kaynaklarına karşın bölgesel ve uluslararası düzeyde organizasyonlar ve ittifaklar içierisinde kendine yer edinerek silahlanma yarışında kendine bir yer kapmak için uğraşırken, Çin zaten bölgesel büyük bir güç ve geniş bir ülke olmasından dolayı tek yanlı bir askeri strateji ile güvenliğini sağlamakta.

Şimdi de kutuplaşma olayına girelim. Biraz önce tek, çift ve çok kutuplu olmak üzere sistemin yapısı üzerinde durmuştuk. Çünkü sistem içerisinde devletlerin eğilimlerini etkileyen faktör kendisinden daha güçlü olan ülkelerin varlığı idi. Günümüzde bunun en güzel örneği ABD. Şimdi devam edelim; tek kutuplu dünya günümüzde ABD ergemenliği altındaki dünya durmakta. Gerek ekonomik gerek askeri, her alanda söz sahibi olan bir ülke. Daha fazla bahsetmeme gerek yok, son elli senede ABD'nin politikasını biraz bilenler ya da araştıranlar bilirler.

İki kutuplu dünye için soğuk savaş dönemi en güzel örnek olmakta. ABD ve Sovyet Rusya arasındaki gelişmeleri hepimiz bilmekteyiz. Buraya da fazla değinmeye gerek yok diye düşünüyorum

Çok kutuplu dünya için hoca fazla bir şey sölemedi. Benim bir sorum vardı 2. Dünya savaşı öncesi güç dengeleri için böyle bir örnek verilebilir mi diye hoca hayır demişti. O dönemi kendi başına inceliyorlarmış. Çok kutuplu dünya için örnek olarak 1. Dünya savaşı öncesi Avrupa arenası ve Osmanlı İmp. söz konusu. Almanya, Avusturya Macaristan, Fransa, Rusya, İngiltere. Ama özellikle İngiltere burada büyük bir unsur. Daha fazla deetay için ch12'de Amerika'nın 20yy'dan itibaren uyguladığı dış politikadan bahsedilmekte. İlerleyen saatlerde halim olursa biraz daha değinebilirim şimdilik bu kadar.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Msn

Mısın misin.... Emektar kendini bırakınca tabi, msn de gitti. En çok da şu giden smileylere üzülüyorum. Botokslu kadınlara benziyor msn konuşmalarım, mimiksiz.

Emektar

Ahaha dün gece gece bigisayarım takıldı ve sonrasında işletim sistemi yükleme hatası verdi lanet olasıca. Herşeye rağmen affettim seni ama komputer; kuzene de buradan selam ederim hayatımı kurtardığı için. Beş saat küsür düzeltmeye çalıştı, zaiyat fazla sayılmaz ama ters yerlerden darbe aldık; D sürücüm sapsağlam ayakta ama uluslararası ödevim silindi ve kaynakları da, ve masaüstü kaynaklı bütün dosyalar. Ühü ühü böyle ağlarmış gibi yapayım dedim ama gerçekten sinir krizine ramak kalmıştı.

Seni hala seviyorum bebek, canımsın...

10 Haziran 2009 Çarşamba

Pencere


Daha içerilere açılan bir pencere var. Az önce açtım, perdeyi aralayınca görülecek. Merak ederseniz bir bakın.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Uluslararası İlişkiler Ders Notu- Machiavelli'nin prensi

Machiavelli eserinde devletin başına gelecek olan prens için tavsiyelerini açıklamaktadır. Devlet adamı olacak kişi herşeyden önce devletin bekası için uğraşmalı ve her hareketi bu amaca yönelik olmalıdır. Tam anlamıyla bir realist olan Machiavelli için amaca ulaşan yer yol mübah sayılmaktadır ve bü yüzden hareketlerinde etik değerlerin ikinci plana atılmasında sorun yoktur. Zaten kendisine göre de insan özünde kötü bir varlıktır, bu yüzden hükümdarın da farklı olması teknik olarak beklenemez. Özellikle Prens eserinde incelenmesi gereken bazı konular var bunlardan bazıları, daha doğrusu bu yazı derste işlenenlerle akalı olarak göreli basit metin olacaktır ve alt başlıkları ingilizce olarak yazacağım notlarla uyulması açısından; bunlar cruelty vs mercy, genoristy vs parsimony ve vices vs virtues olarak ağırlık kazanmakta.

CRUELTY VS MERCY:

Prens'in merhametli mi yoksa zalim mi olması gerekir yönünde bir soru cevabı olarak değerlendirme yaparsak daha iyi oalcaktır. Machiavelli'ye göre prens her ikisine birden sahip olmalıdır, fakat her ikisini birden aynı anda yapmak zor olacağından korkulan bir hükümdar olmanın her zaman için tercih edilme nedeni olduğundan bahseder. Yanlız burada altını çizdiği önemli bir nokta vardır; prens zalim olurken kendisinden nefret ettirmemeli ve halkın saygısını kazanmalıdır. Kendisinden nefret edilmesinin olumsuz sonuçları biraz düşünüldüğünde görülebilir.
Zalimliğini kanun uygulama ve ceza verme işlemlerinde gerçekleştirmesi gerekirken, halkın malına ve namusuna karşı herhangi bir tacizde bulunmaktan tamamen kaçınmalıdır. Zalimlik sürekli halde gösterilmemesi gereken bir değerdir ve yerine göre kullanılmalıdır.

GENEROSITY AND PERSIMONY:

Machiavelli bir üstte olduğu gibi buradada, kükümdar için cömertlik ve cimrilik arasında, cimriliği öne çıkarır. Fazla eliaçık olmak hükümdar için iyi bir davranış olmayacaktır, fazla iyi olmaya gerek yoktur. Tabi ki üste olduğu gibi cimriliği de uzun vadede abartmadan yapmak hükümdarın nefret edilen biri olmaması yönünde önem göstermektedir.

VICES AND VIRTUES:

Machiavelli'ye göre prensin erdemlik anlayışı da günlük hayatta olduğundan biraz daha farklıdır. Sonuç olarak devlet yönetiminde realizm söz konusu olduğundan erdem anlayışı da bu bağlamda incelenmelidir. Machiavelli " erdem sahibi hükümdarın en temel özelliğinin, en temel hedeflerine ulaşmak üzere zorunluluğun gerektirdiği her şeyi – yapılacak şey ister erdemli ister erdemsiz olsun- yapma isteği olarak belirler." Burada da etik üstünde bir esneklikten bahsedilmektedir. Ayrıca hükümdar iyi biri olmasa da kendine karşı nefret toplamamak için iyi biriymiş gibi görünmeli, pis işleri başkalarına yaptırmalıdır. Erdem konusunda uygulanması gerekn diğer şeyler olarak şöyle bir alıntı yapmak istiyorum.

"Machiavelli: “...Saydığım niteliklerden iyi olanların bir hükümdarda bulunmasının övgüye değer olduğunu herkes kabul eder; bunu biliyorum. Ne var ki bunların tümünün bir arada bulunması, bunların tümüne uyulması insan doğasına uygun olmadığından hükümdarın en azından kendisini yerinden edecek derecedeki kusurlardan kaçınmayı bilmesi gerekir. Diğer kusurlara gelince, hükümdar bunlardan kaçabiliyorsa kaçsın, kaçınamıyorsa fazla tasalanmasın.” Machiavelli’ye göre her yönden iyice bakıldığında iyi görünen meziyetlerin yıkımı getireceğini, kötü görünenlerin ise güvenlik ve seneklik sağlayacağını ortaya koyar. Böylece hükümdarın nasıl olması gerektiği belirlenir: “Yaşananlarla yaşanması gerekenler arasında o kadar fark vardır ki yapmakta olduğunu, yapması gereken uğruna bir kenara bırakan kişi, varlığını korumaktan çok yok olmayı öğrenmiş olur. O halde, varlığını sürdürmek isteyen bir hükümdarın iyi olmayı öğrenmesi ve koşulların gereklerine göre davranmayı bilmesi lazımdır” (Machiavelli,1994:77-79"

Machiavelli'nin Prens'i için yazılabilecekler ders içeri adına bu kadar. Umarım yazdıklarım ve alıntı işine yarar.

Alıntılar http://www.genbilim.com/content/view/1670/90/ adlı sitede bulunmaktadır isteyenler daha fazla bilgi için bakabilirler.