"Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var
Fideyi dikmenin zamanı, sökmenin zamanı var
Öldürmenin zamanı, sağaltmanın zamanı var
Yıkmanın zamanı, inşa etmenin zamanı var
Ağlamanın zamanı, gülmenin zamanı var
İnlemenin zamanı, dans etmenin zamanı var
Taş atmanın zamanı, taş toplamanın zamanı var
Sarılmanın zamanı, ayrılmanın zamanı var
Elinde tutmanın zamanı, dikmenin zamanı var
Susmanın zamanı, konuşmanın zamanı var
Sevmenin zamanı, nefretin zamanı var
Savaşın zamanı, barışın zamanı var."
Peki ya aşkın zamanı var mıydı; karanlık bir orman içerisinde çaresiz bekleyişlerin bir ışığı mıydı aşk? Sonunda görülen bir ışık yani zamanı geldiğinde ya o zaman hiç gelmezse... Peki insan aşık olmaya hazır mı olurdu yani tam zamanı geldiğinde mi aşk kendini belli ederdi, yoksa temmuz ayında bir dolu sağanağı gibi zamansız ve bir o kadar da şaşırtıcı mıydı?
1 yorum:
Yorum Gönder