11 Mayıs 2009 Pazartesi

Uluslararası İlişkiler Ders Notu- Melian Dialogue

Her ne kadar İngilizce bir başlık koysak da içeriğini Türkçe vereceğim. Melian Dialog nedir bir inceleyelim:

Thucydides tarafından yazılan "History of the Peleponnesian War" adlı eserinden bir bölümdür Melian diyalog. Thucydides'in bu eseri; tarihte ilk defa realizm ve idealizm karşılaştırılmasıdır. Atinalılar ve bir Sparta kolonisi olan Melianlıların Melos'u arasındaki diyalogu anlatır. Güçsüz Melos ile Atinalılar arasında geçen bu konuşmada tarihteki ilk idealizm ve realizm örneklerine rastlayabiliriz. Özellikle güç ve gücün kullanımı hakkındaki diyalog içerisinde geçen teoriler günümüz realizmine ışık tutar görünmektedir.

Diyalog içerisindeki konulardan bazılarını anlatmamız gerekirse adalet ve adaletsizlik üzerine geçen konuşmalar dikkat çekebilir. Güçlünün güçsüzü ezmesinin Melos ve Atina tarafından ayrı yorumlanışlarını görmekteyiz. Melos'un; güçlünün kendi gücünden daha aşağıda olan birisine karşı olan tavrı ki günümüzde bunu "orantısız güç" olarak yorumladığımız yerler olmuştur, etik olmayan adaletsiz bir davranış olarak belirmekteyken, Atina tarafından güç dengesinin olmadığı bir yerde adalet ya da adaletsizlik kavramlarından bahsedilmenin anlamsızlığı belirtilmiştir. Atinalılara karşı mutlak bir itaatı reddeden Melos, Atinalıların halkını yok etmesi tehditlerinin ahlaki bir değer taşımadığını ifade ederken, Atinalılar ise güçlüye karşı böyle bir ithamda bulunmanın yanlış olacağını çünkü hak, adalet gibi değerlerin sadece güçlüler tarafından belirlenebileceğinden bahseder.

Diyalog içerisindeli diğer bir konu ise, gücün gösterimi ile ilgilidir. Melos'un Atinalıların üstünlüğü her ne kadar kabul etmiş olsa da, mutlak bir boğun eğme durumu olmadığından daha doğrusu Melos'un Atina ve Sparta arasındaki savaş arasında nötr kalması yönündeki isteği Atina tarafından kesin bir dille reddedilmiştir. "ya bizdensin ya onlardan" mantığındaki bireyselci bakış açısı ki bunu en sık gördüğümüz yer realizm olmaktadır, güç sahibinin elindeki gücü sonuna kadar kullanmasını öğüler. Gösterilmeyen gücün güç olmadığını savunan Atina, Melos ve halkını haritan silmekten hiç çekinmeyecektir. Tamamen devletin bireysel çıkarcılığı üstünden giden Atina için üst paragrafta da belirtildiği gibi herhangi bir etik kaygı olmadığından, böyle bir gücün şov amaçlı gösterimi konusunda da herhangi bir çelişki söz konusu değildir. " The strong do what they can and the weak suffer what they must." sözü de tam bu noktada Atina'nın gücün kullanımı hakkındaki düşüncelerini vurgulamaktadır. Onlara göre güçlü her zaman için güçsüzü ezmeli, gücünü ispat etmelidir; aksi takdirde güçlü olmanın bir anlamı yoktur ve eğer kendileri de bir gün buna benzer bir durumda kalırlarsa aynı kendilerinin Melos ve halkına yapacakları gibi, kendilerine de böyle birşey yapılmasını bir "hak" oalrak görürler. Sonuç olarak gücün eşit dağılmadığı bir ortamda hak ve hakkın olmadığı bir yerde de seçme özgürlüğünden bahsetmek uygun görünmemektedir.

Melian diyaloğunda göze çarpan başka bir nokta; Melos'un Atinalılara karşı gösterdiği idealist ve umut dolu tavırdır. Atinalıların kendilerine yapacaklarından dolayı cezalandırılacaklarını, Tanrı ve Sparta'nın öçlerini alacaklarını düşünmekte ve bununla kendilerini avutmalarıdır. İyi niyetli bu yaklaşıma karşılık, Atinalıların tanrıların sadece güçlülerin yanında olmasına yönelik konuşmaları da realist yaklaşımın bir parçası olsa gerektir.

Çıkarlabilecek başka bir nokta ise, çoğu tarihi filmde de rastladığımız, onur ve hayatta kalma arasındaki çelişkinin vurgulanmasıdır. Atinalılar kendilerine biad edildiği takdirde Melos ve halkının yaşamasına izin vereceklerinden aksi takdirde onları yok edeceklerinden bahsetmektedir. Ne var ki Melos, Sparta ilkesinin bir örneği olarak onurlu bir ölümün, onursuz bir yaşamdan daha iyi olacağından bahseder ve tehditleri Tanrı ve Sparta'ya güvenerek görmezden gelir. Atinalılar ise yaşamadıktan sonra onurun hiçbir işe yaramayacağına dair savunmada bulunur.

Melos'un halkı ile konuşmak isteyen Atina'ya da tepki gösteren Melos, onların böyle bir durumda sağlıklı karar veremeyeceklerinden ve duygusal davranacaklarından bahseder. Melos için politika sadece devleti yönetenler arasında yapılması gereken birşey olarak kalmalıdır. Karmaşık konuşmalar halkın aklını olumsuz yönde etkileyebilecektir.

Genel olarak Melian diyaloğuna baktığımızda Atina'nın realist ve Melos'un idealist bir tutum içerisinde olduğunu görmekteyiz. Realizmin ilkeleri üstünden yapacağımız incelemelerde, bireysel çıkarcılık ve çıkarlar için görmezden gelinen ahlaki değerler bu konuşmada oldukça vurgulanmaktadır. Realizm'in vurguladığı anarşi durumunda ve özellikle Hobbes'un "doğa hali" denen anarşik düzeninde de belirtildiği gibi, güçlerin eşit olmadığı yerlerde ahlaki değerlerden ve adalet, hak gibi kavramlardan bahsedilemez. Hak olarak görülebilecek şey, güçlünün güçsüzü yok etmesi yönünde gerçekleşmesi olağan durumdur. Thucydides'in Melian Diyalağu M.Ö. yıllarından günümüze gelen ili akım olan realizm ve idealizmin karşılaştırılması yönünden faydalı bir çalışmadır.

2 yorum:

Yasin MASLAK dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Allah razi olsun.