21 Şubat 2009 Cumartesi

Tosun ve ben...

Tosun ve ben, ben ve tosun, o ve ben, ben ve o, biz ikimiz... Aslında tekiz. 2001'den beri süregelen bir arkadaşlık, hatta dostluk. Aileden biri tosun, hem de fazlasıyla. Bir nevi kardeş, ben ve o, biz tekiz bir kişiyiz. Birbirimizi tamamlayan, nötrleyen bir asit baz karışımıyız. Sayı doğrusunun eksi ve artı yönleri...

Tarz olarak o kadar zıtız ki, yoldan birini çevirsen bu ikiliden dost olur mu desen belki de bunlar aynı masaya bile oturmaz der
. O kadar farklı iki kişilik ama ortaya çıkan mükemmel bir sentez. Tadından yenmeyecek bir karışım, sırrı var mı diye sonralara; şefin özel tarifi bu, söylenmez ki.

Dışarıdan ne kadar zıt görünsek de aslında beyin olarak o kadar çok uyuşuyoruz ki, en uyuşmadığımız yerde bir bir ortak nokta çıkıyor detaya inince. Tarzlarımız ve ilgilerimiz; müzik, sinema, giyim, okul, takım, hobi... Detayları ile sürebildiğince kalabalık bir farklılık söz konusu. Görünen kısımda tek ortaklık futbola olan düşkünlüğümüz ve zamanında aynı sınıfta önlü arkalı oturmamızdı. Şöyle bir geriye bakınca yaptığım en doğru tercihlerden biri tosun. Adını tanıyanlar bilir ama biz isim kullanmayız, tosun da birleşiriz. 

Bugün yine buluştuk gece vakti derin konulara vardık; kadın erkek ilişkileri, gelecek, kaygılar, beklentiler, istekler ve ihtiyaçlar karmaşası. Arabayı çektik boğaza hakim bir yere, ki öyle bir yere kız anca sevgili ile gelinir belki de ama o muhabbet sevgilinin yerini tutmaz kimi zaman . Güzel bir geceydi her zamanki gibi.

Benim tam zıt tarafım, tosunum, dostum... İyi varsın tosun, herşey için teşekkürler...


Not: Bunu yazan  tosun ... sen anladın onu :) 

Hiç yorum yok: